Tibet'e Dogru


Yarin 11.45 ucagiyla Kathmandu'dan Tibet'in baskenti Lhasa'ya hareket edecegiz. Bhutan kismindan sonra, arada Nepal'de gecen birkac gun gercekten cok keyifli oldu. Pokhara'da Annapurna'larin en gorkemli zirvelerinden Macchapucchre, yagislardan sonra, bulutlarin arasindan siyrilip oyle guzel gosterdi ki yuzunu, gercekten hepimiz buyulendik. Oradan sonra gittigimiz Dhulikel, piril piril bir dag manzarasiyla, uzun zamandir en net gorulen Everest'i sundu bizlere. Bu sabah gun dogmadan ayaklanip, kaldigimiz otelin hemen yakinindaki manzara tepesine yuruduk. Gunesin ilk isiklari zirvelere duserken, mordan sariya dek, inanilmaz bir renk skalasi vardi dogada. Acik konusmak gerekirse, ben de bu kadar net ve temiz olarak cok defa gormedim daglari...Sansimiz yerindeydi yani...Ahh Kutsal Himalayalar! Ahh o tanrisal zirveler!

Yarin ise, turkuvaz gokyuzuyle Tibet bekliyor bizleri. Bulutlar tepemizden ucarken, neredeyse gecislerini duyacagiz. Kartallarin kanat sesleri, tapinaklarin can seslerine karisacak. Rahipler ilahilerini soylerken, tutsuler yakacagiz. Dunyanin Dami'nda 5010 metreye cikacagiz. Hem yukseklikten, hem etrafimizdaki saf guzelliklerden dolayi sarhos olacagiz. Dunyanin en uzak koselerinden birinde, bu anlari yasadigimiz icin Tanrilara sukredecegiz...

Hiç yorum yok:

Tecritte 3. Hafta... Her şey normalmiş gibi yaşamaya çalışmak...

Günler birbirini hızla takip ederken, bir de fark ettim ki, tecritteki 3. haftamızı doldurmuşuz geçen Perşembe. Bugün Cumartesi... Sa...