Yine aylar geçmişşşşşşş...Biliyorum çok ayıp, blogu olup da yazmamak, hem de tam bugünlerde, yazıyla iç içe olduğum bir dönemde bloga elimi uzatamamış olmak ne kadar ayıp! Evet, gerçekten çok ayıp ama olmuş olan bir kere. Geri dönüşü yok ve hayıflanacağıma en azından neler yapıp ettiğimi anlatsam, çok daha iyi olur.
Hayatımdaki en verimli dönemlerden birindeyim. İş güç manasında değil. Turlarımın arasındaki zamanı çoğalttım ve artık daha fazla vakit geçiriyorum İstanbul'da. Tabii burada, evde daha kaliteli zamanlar geçirince, uzun zamandır yapmak için çırpındığım, hayallerini kurduğum bir çok şeyi yapabiliyorum. Bu hayallerin başında yazı geliyor hep söylediğim gibi. Yazacak, anlatacak pek çok şeyim var ama bir türlü bunu somut bir şekle dönüştüremiyorum. Ben aslında, işimin de kazandırdığı bir melekeyle, çok da iyi bir hikaye anlatıcısıyım. Bunu hep bildim ama kağıda dökme kısmında hep kendimi kastım, durdurdum. Amaaaaaa...Artık bu gidişata da bir DUR deme zamanım geldi zira işin tekniğini öğrenebilmek için, BÜMED'de MURAT GÜLSOY'un YARATICI YAZARLIK seminerlerine katıldım. Devam ediyor seminerler, artık son haftalardayız. Pek çok konuya değindik ve ben bu seçimi yapmış olduğum için çok memnunum. Bitecek diye üzülüyorum. aslında bu seminerlerin devamı olarak bir de yazarlık atölyesi oluyor ama benim turlarım başlayacağı için bu atölyelere katılamayacağım artık. Yine de bu kadarını bile yapabilmiş olduğum için çok mutluyum. Eskiden olsa bunu bile yapabilmem mümkün değildi. 
Diğer bir sevindiğim ve çok mutlu olduğum şey ise ressam arkadaşım Türkan'ın da içinde bulunduğu bir grup sanatçıyla, aynı atölyeye devam ediyor olmam. Haftada bir bazen de iki gün, Beşiktaş'taki mütevazı atölyeye gidip, orada her şeyle oynaşıyorum mıncık mıncık. Türkan Elçi, Meral Ağar ve Hilal Turşoluk'tan oluşan ekibe monte oldum, hayatımın en keyifli saatlerini yaşıyorum orada. Tabii bu kadınlar süperler, seneler evvel birlikte dersler almışlar, atölyelerde sanat solumuşlar, sergiler açmışlar kişisel ve karma sergilerde de yer almışlar. Benim  yaptıklarımın onların yanında lafı bile edilmez ama hepimiz birbirimize bir şeyler katarız ya, ben de eminim ki, bir şeyler katıyorumdur. Önemli olan sinerji ve bu bizim atölyede bolca var:)) Daha girer girmez, merkezi İtalya'da olan bir sanat oluşumunun düzenlediği MICRO&BOOK projesine katıldık. Bir A4'ün özel bir biçimde katlanması ile oluşan kitapçığı, hepimiz kendimize göre sanat eserleriyle donattık. Eserlerimizi yolladık ve şu anda MİLANO'da CIRCUITI DINAMICI'de sergileniyorlar. Serginin fotoğraflarını şu adresten görebilirsiniz: http://www.microbo.net/winnermicrobook.asp?ID=106 
Ayrıca internet üzerinden de eserlerimize ulaşabilirsiniz:
http://issuu.com/microbonet/docs/iknurakman
http://issuu.com/microbonet/docs/meralagar
http://issuu.com/microbonet/docs/turkanelci
http://www.microbo.net/microbook/artisti.asp
Yine aynı ekip, Brezilya'da düzenlenen Mikro İşler Bienali'ne 10X15cm boyutlarında ikişer eser gönderdik. Ufak tefek şeyler ama hepsi benim için hayali bile kurulurken, yüzümde güller açtıran şeylerdi. Yazmak, resim yapmak, sanatla uğraşmak sadece kendim için...Bundan daha büyük mutluluk olamaz.
Yakında atölyeden de fotoğraflar koyacağım buraya. 
Bir ay sonra da bir ''Mikro İşler'' atölye sergisi açmayı planlıyoruz, sadece kendi ailelerimiz ve yakın dostlarımız için. Gelsinler, atölyemizi gezsinler, nelerle uğraşıyoruz görsünler diye... 

Tecritte 3. Hafta... Her şey normalmiş gibi yaşamaya çalışmak...

Günler birbirini hızla takip ederken, bir de fark ettim ki, tecritteki 3. haftamızı doldurmuşuz geçen Perşembe. Bugün Cumartesi... Sa...