Harabeşehir' de Budist tapınağı


Bugün İtalyanca Rehberler platformuna şu ilginç haber düştü: Harabeşehir'de bir Budist tapınağı bulunmuş...Bugüne dek Anadolu' da Budist inancına ait izler olup olmadığını hep merak ederdim ve şimdi bu haberi okuyunca, kendi kendime düşünüp durduğum meselenin hiç de yersiz olmadığını görünce, açıkçası sevindim. İşte haberin ayrıntıları:

Bitlis'in Ahlat İlçesi'nde sürdürülen arkeolojik kazı çalışmaları sırasında, bir mağara içinde Anadolu'da şimdiye kadar örneğine rastlanmayan Budist inancına ait bulgulara rastlandı. Gazi Üniversitesi Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nakış Karamağaralı, geçen yıl başlatmış oldukları çalışmalar sonucu ilçe genelinde 500'den fazla mağara ev tespit ettiklerini bildirdi. Bu evler arasında yer alan ve Buda inancında kutsal sayılan iki tavus kuşuyla ortasında 'Lotus' olarak isimlendirilen nilüfer çiçeği kabartma motifinin görüldüğü Harabeşehir Mahallesi'ndeki mağarada, gazetecilere açıklamada bulunan Doç Dr. Karamağaralı, bunun Anadolu'da şimdiye kadar görülmüş tek örnek olduğunu belirtti. Budist inancının sembolleri olan bu örnekte, ortada bulunan Lotus'un tahrip edildiğini, eserin ne amaçla ve kimler tarafından yapıldığını bilmediklerini aktaran Doç. Dr. Nakış Karamağaralı, "Çalışmalarımızda öncelikli olarak bu mağaranın süslemesi dikkatimizi çekmişti. Süslemesi bakımından buranın önem arz ettiğini, farklı bir mekan olduğunu düşünüyorduk. Süslemeden yola çıkarak bu süslemenin ne olabileceği, hangi amaçla, hangi dönemde, benzer örneklerinin nerelerde olduğundan yola çıkarak araştırmaya başladık. Bu işlemelerin tamamen Budist etkisi altında olan ve diğer manastırlarda da aynen uygulanmış bir kompozisyon olduğunu gördük. Böylece buradaki Moğol tesiriyle ve Budist inancına bağlı altyapıyla şekillendirince de, buranın bu amaçla kullanılan bir mekan olduğunu düşünmeye başladık. Sağlı sollu iki odadan mağaraya geçiş var. Burası mutfak olabilir veya burada kalan Budist rahiplerinin törenle ilgili hazırlıklarını yaptığı bir mekan olabilir. Son 15 yıla kadar burası halk tarafından kullanıldı ve sonra boşaltıldı. Dolayısıyla son dönemde elektrik çekilmesi, duvarlar örülmesi, bazı yerlerin sıvanması nedeniyle yakın yüzyıla ait bir takım değişiklikler var. Fakat biz bu mağaranın Orta Çağ'da da yan mekanlarıyla beraber dönemine ait olarak böyle bir amaca hizmet ettiğine inanıyoruz" dedi. Eserin gün yüzüne çıkarılması için çok ciddi çalışmanın yapılması gerektiğini, sadece kabartmaların belli olduğunu bildiren Doç. Dr. Karamağaralı, "Biz de dokuya zarar vermeden tebeşirle üstünden geçerek kabartmaların kompozisyonunu belirginleştirdik. Bütün kabartmaların, bezemelerin, estampajları, ölçüleri alındı. Çizimleri yapılıp, belgelendi. Yapılan çalışmaların yapıya zarar vermesi söz konusu olabileceğinden bunları silip kaldıracağız. Sadece tespit yapmak amacıyla böyle bir çalışma yaptık" diye konuştu. Mağaranın içerisinde bulunan kemerin etrafındaki kabartmaların, Budizm'de sonsuzluk ve cennet sembolü olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Karamağaralı, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Aslında biz Hıristiyanlık veya Müslümanlık'ta Tavus Kuşu'nun cennet ve sonsuzluk kavramlarıyla ilişkili kullanıldığını biliyoruz. Ancak bu şemayla kemerin iki yanında da Tavus Kuşu ve ortalarında da Lotus şekliyle, özellikle Budist inancına sahip yerlerde ve birçok Budist manastırda da aynı şekilde kullanıldığını biliyoruz. Ahlat'ta bunun bildiğimiz tek örneği var. Daha doğrusu iki örneği var. Biri Harabeşehir dediğimiz mekandaki kaya yerleşim yerinde. Diğeri de Buğatayaka Türbesi'nin içinde. Buradaki sembollerin bilinmeyen nedenlerden dolayı silindiğinden göremiyoruz. Zaten Buğatayaka Türbesi'nde, Budist inancına sahip bir Moğol hükümdarı olduğunu tarihi belgelerden biliyoruz. Dolayısıyla Ahlat'ta Moğol tesiriyle mezar taşları, kümbetler, seramikler, akit tipi timulus tarzı mezarlardaki Moğol tesirlerini birleştirdiğimiz zaman, Buğatayaka Türbesi'nde Budist inancına sahip bir kompozisyon görülmesinin çok garip olmaması gerekiyor. Ben bu bezemeye ve bulgulara dayanarak buranın Budist inancına ait bir mekan olduğunu, belki de tapınak olduğunu düşünüyorum. Budist inancına ait Anadolu'da bilinen tek örnek burası. Burası Anadolu'daki Budist etkilerini ortaya koyma bakımından çok büyük önem arz ediyor. Bu mekandan ve tasvirden sonra Ahlat'ın önemine yeni bir şey daha eklenmiş oluyor".

Hiç yorum yok:

Tecritte 3. Hafta... Her şey normalmiş gibi yaşamaya çalışmak...

Günler birbirini hızla takip ederken, bir de fark ettim ki, tecritteki 3. haftamızı doldurmuşuz geçen Perşembe. Bugün Cumartesi... Sa...