Uçak adeta denize iner gibi indi Batum'a. Hava Türkiye'deki sağanaklar ve gri gökyüzünden sonra, beklenmedik derecede parlak geldi gözüme. Belki de hep Karadeniz kapalı olur fikrim vardı da etrafı güneşli görünce, daha da fazla etki yaptı bana, bilemem...
THY uçağında hem Batum hem de Hopa yolcuları vardı ama işin en komik yanı, iç hat yolcularının da dış hat yolcularıyla beraber, aynı uçakla, yurtdışındaki bir havalimanına inmiş olmalarıydı. Şimdi olay şöyle oluyor: Diyelim ki siz BATUM'a gitmek istiyorsunuz. O zaman Atatürk havalimanında dış hatlar terminaline gelip, dış hat olarak yaptırıyorsunuz işleminizi ve pasaport kontrollerinden falan geçip, yurt dışına uçuyorsunuz. Bindiğiniz uçak da THY Batum seferi oluyor...Biletinizi de dolar üzerinden hesaplanarak, dış hat olarak satın alıyorsunuz. Ya da diyelim ki siz HOPA'ya gitmek istiyorsunuz. O zaman iç hat Hopa biletinizi satın alıyorsunuz, iç hatlar terminaline gidiyorsunuz, pasaport masaport yok, Hopa uçağına biniyorsunuz...Hem Hopa hem de Batum yolcuları aynı uçakta buluşuyorsunuz ve beraber Batum'a uçuyorsunuz...Geldiniz Batum'a...Batum'da kalacaksanız eğer, pasaportunuzla pasaport kontrolüne giriyorsunuz ve Gürcistan'a giriş yapıyorsunuz...Yok eğer Hopa'ya gidiyorsanız, o zaman pasaport kontrolü falan yok, hemen uçaktan iner inmez, bir görevli "Hopa yolcuları bu tarafa" diye sesleniyor, apronun kıyısına yanaşmış olan bir HAVAŞ otobüsüne bindiriliyorsunuz ve aynen yarım saatte, sınırdan falan da kontrolsüz geçerek, Hopa'ya gelmiş oluyorsunuz... Durumu çok komik bulduğum için yazayım dedim...Zaten Batum ve civarı Türkiye gibi, Türkçe yazılar her tarafta: Türk marketleri, Türk tırları ve Türk markaları her yanı doldurmuşlar.
Batum subtropikal iklimi ile yumuşacık bir Karadeniz kenti. Yaklaşık 150bin nüfusu var. Şehir Gürcistan'ın bağımsızlaşma sürecinde kaybettiği turizm potansiyelini yeniden geri kazanma çabasında. Eskiden, SSCB zamanı, Karadeniz sahilinin en gözde tatil yörelerindenmiş. Sonra, özellikle Başkan Shevardnadze'nin beceriksiz yönetimi sırasında yaşanan iç savaş sebebiyle, turizm falan kalmamış ülkede. 2000 yılında TAV, Batum havalimanını inşa etmiş. 2004'de Shevardnazde gidip yerine, o zaman 35 yaşındaki Başkan Saakashvili geçmiş. Alınan kararlar neticesinde, Batum'un yeniden turizm merkezine dönüştürülmesi için ne gerekiyorsa yapılmaya başlanmış. Batum her ne kadar henüz uluslarası nitelikte otellere sahip değilse de, bütçesi kısıtlı olan ülke halkı ve komşu Ermenistan halkına, iyi bir tatil alternatifi yaratmış. Bu sene, 4 ay önce, Sheraton Batum açıldı...Bir Türk Holdingi tarafından inşa edilen otel, bence nefis olmuş. Kullanılan malzeme, dekorasyon, oda kalitesi, nefis kahvaltısı, Gürcü şaraplarının en kalitelilerini sunan şık restoranları ile, bir hafta sonunu geçirmek için bence çok iyi bir seçenek. Batum'un denizi, benim gibi Egeseverlere göre yüzmek için çok parlak değil ama yine de uzun sahil boyunca yürüyüş yapmak, nefis parklar ve bahçeler sayesinde çok keyifli olabilir. Günbatımı nefis...Güneş denize batıyor...Harikulade manolya ağaçları geniş bulvarları süslüyor. Batum'un eski mahallelerindeki eski binaların her biri aslında bir mücevher... Aralarında yürümek ve detaylarını incelemek bir iki saatinizi rahatlıkla alır. Batum'da neler yapılır sorularına cevaplar:
- Adjara Devlet Müzesi'ni gezin. Hem arkeolojik hem de etnografik olarak pek çok ilginç bilgi edineceksiniz.
- Resim ve Heykel severleri Batum Devlet Sanat Müzesi'ne yönlendirmek lazım.
- Batum'un en önemli ve büyük ibadet yeri olan Kutsal Meryem Katedrali'ne gidip, Gürcistan SSCB'den ayrıldıktan sonra yeniden ibadete açılan kilisenin yenilenen modern vitraylarını görün.
- Batum şehir merkezinin biraz dışında yer alan büyük botanik bahçesini görün. SSCB döneminde de bütün Sovyetlerin en büyük botanik bahçesiymiş. En az bir saatlik yürüyüş bence şart!
- Ülkemizden doğan Çoruh nehrinin denize döküldüğü yeri görün ve deltasındaki kuş cennetinde yürüyüş yapın.
- Gonio Kalesi'ni gezin. Osmanlı döneminde kalenin duvarlarının üzerine, Türk tipi ilaveler yapılmış. Bir de içinde hamamla cami varmiş ama bugün hiçbii görülmüyor.
- Adjara Dağları'na doğru gidip, geleneksel Gürcü köylerinin arasında dolaşın.
- Gürcü şaraplarını tadın ve Gürcü mutfağının bence en lezzetli ürünü olan cevizli sosa ekmek bandırın...
- Akşam saatlerinde, renkli ışıklarla ve müziklerle danseden fıskiyeli çeşmelerin şovlarını kaçırmayın.
- Hareketli Batum limanının kıyısındaki kafelerde oturup, limana giriş çıkış yapam gemilerin manevralarını seyredin. Zaman nasıl geçiyor anlamıyorsunuz bile...
Bu barada ADJARA'ya Türkler Acaristan diyorlarmış...Çok hoşuma gitti...
Bir hafta sonunu değişik bir yerde geçirmek isterseniz, Batum hemen şuracıkta... Yalnız bence, paraya azıcık kıyın ama mutlaka Sheraton'da kalın... Hem TAV'ın havalimanı hem de Sheraton oteli Batum'da büyük katmadeğer yaratmış durumda...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder