Kitaplar, Kitaplar... Naçizane Tavsiyeler...

Yeni kitaplarım geldi. Tatilde okunacakları hazırlıyorum şimdiden. İnternetten araştırıyorum, buluyorum, işaretliyorum ve satın aldıktan sonraki o iki üç gün var ya, nefis bir bekleme sürecine giriyorum. Ha geldi, ha gelecek... İçinde ne olduğunu bilmeme rağmen, o paketi açma anı var ya, işte o inanılmaz! En sevdiğim an...
Bu seferki paketten çıkanlar:
  • Can Yayınları, Gerilim serisine başlamış. Ben bilmiyordum ya da farketmemişim geçen haftaya dek. Jasper Kent'in ONİKİ isimli bir romanını aldım. Napolyon'un 1812 yılında Rusya'ya yaptığı büyük sefer sırasında yaşananları anlatan, enteresen bir eser. Bütün Rus şehirleri yenilmiştir ve sırada da imparatorluğun kalbi Moskova vardır. Moskova'yı korumak için son çare olarak, sadece geceleri ve yalnız başına savaşan 12 efsanevi savaşçı çağrılır... ve olaylar zinciri böylece başlar. Tarih ve gizem iç içe...Biraz sayfaları karıştırdım, heyecanlandım...
  • Jean Christophe Grangé'den ÖLÜ RUHLAR ORMANI diğer bir kurgu roman... Gerilim kitaplarının, LEYLEKLERİN UÇUŞU'ndan beri sevdiğim ve hepsi olmasa da bir çok kitabını okuduğum ustası Grangé, bu sefer de gerim gerim gereceğe benziyor beni. Yalnız başınayken hayatta okuyamam ben bu tip romanları. Zaten gerilim filmlerini de hiç seyretmem ama bu adamın yazdıklarını merak ediyorum. Haa bu arada, eğer LEYLEKLERİN UÇUŞU'nu okumadıysanız, bu yaz kendinize bir iyilik yapın ve mutlaka okuyun...Evet kitap bir "çok satar" olabilir ve evet edebiyat açısından çok çok parlak da olmayabilir ama fikir ve kurgu açısından MÜKEMMEL bir macera/gerilim kitabı...
  • Diğer bir kitap ise, İş Bankası Yayınları'ndan çıktı. Geçen seneden beri listemde ve aklımdaydı. Sonunda getirttim: Thierry Zarcone'un yazdığı YEŞİMTAŞI YOLU. İpek Yolu'yla paralellik taşıyan, Türkistan'da çıkarılıp Çin'de satılan yeşimtaşının izlediği yolun hikayesini anlatıyor kitap. Yeşimtaşı, hepimizin bildiği gibi Çin'de hem dini hem de siyasi önem taşır ve YANG ilkesinin en kusursuz simgesidir. Yeşimtaşı'nın merkeze alındığı bu güzel kitapta kentler, vahalar ve seyyahların öyküleri var...
  • Ben kitap alırım da, içinde Enis Batur'um olmaz mı? Piyasada bulamadığım bazı kitapları nihayet buldum ve daha yeni olanlarıyla birlikte getirttim:
  1. KARA MİZAH ANTOLOJİSİ: Müthiş bir derleme...Ancak Enis Batur böyle bir şeye kalkışırdı herhalde...Ve de kitabı basanlar da en az Batur kadar deli olmalılar. Nefis nefis...Kitapta kimler yok ki? Marquis de Sade'dan, Neyzen Tevfik'e, Orhan Veli'den Edgar Allan Poe'ya, Aziz Nesin'den Samuel Beckett'e bir geçit resmi ki, kelimeler yetmez! Bulun, alın, okuyun ve kitaplığınızda her zaman yakın bir yerlerde tutun.
  2. CÜZ, KIPKISA METİNLER ise bir başka Enis Batur şahseri...Bazı metinler tek cümle, hatta bazıları ise tek KELİME!!! Dil cambazlığı ve kıvrak zeka bir araya gelince, işte bu kitaplar çıkıyor ortaya...
  3. Bir diğer Enis Batur kitabı ise BAŞKALAŞIMLAR XXI-XXX... Deneme-temrin-eleştiri-eskiz hepsi bir arada. Ve tabii ki görsel pek çok malzeme...Bayılıyorum, bayılıyorum...
  4. Ben bir kitap yazarsam ŞEHR'ENİS gibi olur. OKUYUN! Gezi kitabı değil, tam da benim yazmayı hayal ettiğim gibi gezi denemeleri. Kısacık, ama "anlayana sivrisinek az" tadında gezi yazıları.

Şu sıralarda, bir başka sevdiğim yazarın kitabını okumaktayım: Selçuk Altun'dan KİTAP İÇİN... Selçuk Altun, bence yurdumuzun tartışmasız en iyi yazarlarından biri. Sığ ve tatsız olana dimdik karşı çıkıyor. Entelektüel birikimi o kadar yüksek ki, çoğunluğa fazla gelebileceğini/geldiğini adım gibi biliyorum ama okunmazsa olmaz yazarlardan...Eğer hiç okumadıysanız hemen alın: ANNEMİN ÖĞRETMEDİĞİ ŞARKILAR, SENELERCE SENELERCE EVVELDİ, YALNIZLIK GİTTİĞİN YOLDAN GELİR, BİR SEN YAKINSIN UZAKTA KALINCA... İnanın müthiştir ve üstelik okurken bir ton şey öğrenirsiniz. "Has edebiyat" okumuş olursunuz...Kitabın fonunda hep bir müzik vardır sanki, öyledir resmen...

Az sonra yeniden internette kitap alışverişi yapacağım. Yeniler gelince onları da yazarım.

Haa bu arada bir soru: İHSAN OKTAY ANAR nerelerde kaldı? SUSKUNLAR'dan sonra büyük bir SUSKUNLUK içinde de...

Hiç yorum yok:

Tecritte 3. Hafta... Her şey normalmiş gibi yaşamaya çalışmak...

Günler birbirini hızla takip ederken, bir de fark ettim ki, tecritteki 3. haftamızı doldurmuşuz geçen Perşembe. Bugün Cumartesi... Sa...