Vietnam'ın Ağırbaşlı Kenti Hanoi'den İlk Notlar

Harika bir bahar havası karşıladı bizi...Gündüz güneş olduğu zaman ılık bile diyebilirim ama akşam saatlerinden itibaren serince oluyor her taraf ve insan üzerine sıcak tutacak bir şeyler almak istiyor. Br şal yeter de artar bile...
Evet, bu günlerde Vietnam’ın başkenti Hanoi’deyim. Klasik bir Asya ziyareti daha; fakat bu sefer özelliği şu: Bence Kuzey Vietnam, dünyanın en güzel doğa manzaralarının görüldüğü coğrafya ve ben uzun zamandır buralara gelmemiştim ve de itiraf edeyim ki çooook özlemişim. Üstelik bugünler, Vietnam halkının coşkuyla kutladığı Tet Festivali zamanı olduğu için, her yer çok renkli ve hareketli. “Tet” Vietnamlılar için yeni bir yılın başlaması demek ve ülkenin tek festivali olması açısından da, halkın bütün bir sene boyunca beklediği ve çoluk çocuk, dede torun tüm ailenin bir araya gelip, hasret giderdikleri zaman. Burada yeni yıl için, geleneksel olarak “kumquat” denilen, küçük portakal ağaçları hazırlanıyor ve dükkanların, evlerin girişine yerleştiriliyor. Sanki noel ağacı! Ayrıca Kuzey Vietnam’da, pembe şeftali tomurcuklarıyla dolu ağaç dalları da yeni yıla bolluk ve bereket içinde girilmesi için kullanılan süslemeler arasında. Güney Vietnam’da ise, iklimden dolayı şeftali yerine kayısı ağaçlarının altın sarısı tomurcuklarıyla yapılıyor aynı süsleme. Fakat unutmadan hemen söyleyeyim: Eğer yolunuz Tet zamanı buralara düşerse havalimanında göreceğiniz manzaralar sizi şaşırtmasın! Zira ortalıkta elinde ağaç dallarıyla dolaşan bir sürü insan göreceksiniz. Kuzeyden güneye ya da tam tersi uçarken, kuzeyliler güneye pembe şeftali tomurcuklarıyla dolu dallar götürüyorlar, güneydekiler de kuzeye sarı kayısı tomurcuklu dallar! Hatta Vietnam Havayolları sırf bu ağaç taşıma işi için Tet zamanı özel kontuar açıyor. Valizinizi verir gibi, ağaç dalınızı veriyorsunuz bagaja! Güzel değil mi?
Kaldığım otel tam bir rüya! Sofitel Metropole... Benim gibi koloniyal otel manyakları için Hanoi’deki tek adres! Her yer krem, maun, pırıl pırıl parlatılmış bronz renklerinin hakimiyeti altında. Tavanda ahşap pervaneler... Yasemin ve en sevdiğim çiçek olan beyaz zambaklar...Kokularıyla baş döndürüyorlar. Tek kelime ile harika!
Şehir zaten bir başka alem. Fransız koloni döneminden kalma Avrupai yapılar, uzakdoğunun geleneksel mimarisinden aldıkları detaylarla inanılmaz bir şıklık yaratıyorlar. Şehrin göbeğinde, Paris’teki Opera Garnier’in küçüğü olan Opera binası yer alıyor. Onun etrafındaki tüm 19. Yüzyıl binaları, kendinizi herhangi bir Avrupa kentinde sanmanıza sebep olsalar da, gözlerinizi etrafta bir saniye bile dolaştırsanız, anlıyorsunuz ki, uzakdoğudasınız. Bisikletliler yerlerini motorsikletlilere bırakmışlar ama yine de konik şapkalı satıcılar hala kocaman sepetler içinde baget ekmek ve çikolatalı kruasan satıyorlar sokaklarda.
Sabah erken uyanırsanız, Hoan Kiem Gölü’ne gitmek yapacağınız en doğru iş olur. Çünkü henüz hava bile aydınlanmamışken, gölün etrafından toplanan yülerce kişi, sabah sporu yaparlar. Geleneksel Taichi ve modern aerobik grupları arasında dolanıp, isterseniz katılabilirsiniz. Kimse de size neden geldin diye sormaz, aksine, sizinle hemen kaynaşıp, yardımcı olurlar. Hatalarınızla dalga geçmeyi de ihmal etmezler...
Hanoi tam bir bir alışveriş cenneti! Aslında en büyük hayalim buraya boş valizle gelip, alabildiğim kadar sanat eseri, heykel, tablo, seramik toplayıp, eve götürmek! Ama bakalım nasıl olacak? Fiyatlar inanılmaz ucuz... Müthiş zevkli herşey... Hele lake eşyalar, suplalar, bardak altlıkları...Hepsi çıldırtıcı...Ama alsan alırsın da, nasıl taşıyacaksın? Dolayısıyla, “Almak ya da almamak... Bütün sorun bu!” Almasan da bu sefer aklın ve gönlün kalıyor...Neyse, göreceğiz bakalım...
Mutlaka görülmesi gerekenler:
· Edebiyat Tapınağı
· Tek Sütunlu Pagoda
· Ho Chi Minh’in Anıt Mezarı
· Hanoi Tarih Müzesi
· Güzel Sanatlar Müzesi
· Old Quarter adıyla geçen Eski Şehir
· Hoan Kiem Gölü çevresi
Buraları hakkında birkaç satır da olsa bilgi vermeyi ve yapılması gerekenleri yazmayı da umuyorum ama şimdi ara vermem lazım zira akşam yemeği için hazırlanmam gerekiyor. Şimdilik hoşçakalın...

1 yorum:

Basak dedi ki...

Ne güzel... Geçen bayramda bir vietnam-kamboçya fırsatını kaçırdık, tüm rezervasyonları yapmıştık ama aynı tarihe bana uzak başka bir memlekete uzun bir iş seyahati koydular. biz gidemedik ama programı birlikte yaptığımız arkadaşlarımız gitti, bayılmışlar tabii. Ortak hayalimizdi, onların ki gerçek oldu, bizim ki bir süre daha bekleyecek. bu arada tesadüfe bak ki patronum da şu an vietnam'da...

Tecritte 3. Hafta... Her şey normalmiş gibi yaşamaya çalışmak...

Günler birbirini hızla takip ederken, bir de fark ettim ki, tecritteki 3. haftamızı doldurmuşuz geçen Perşembe. Bugün Cumartesi... Sa...