Son iki senede kaç kez taşındım, kaç kez ev değiştirdim, kaç kez eşya toparladım artık unuttum. Her seferinde daha da azaltmaya uğraşırken, eşya ve özellikle ıvır zıvır miktarının sürekli artmasına nasıl da şaşırıyorum bir bilseniz... Ağır ve "havaleli" olarak tabir edilen eşyam olmamasına rağmen, mutfak eşyalarının, kitapların, ve senelerdir sağdan solda toplanıp evin içinde bir şekilde yer tutmuş diğer şeylerin miktarı, geçen gün beni taşımaya gelen şirketin adamlarını da epeyce şaşırttı. Oysa bunun böyle olduğunu özellikle belirtmiştim. Demeki ki, tek kişinin ıvır zıvırı, kitabı ve mutfak eşyası ne kadar olabilir ki diye düşünmüş olacaklar ki, gördükleri manzara karşısında biraz ekstra "planning" yapmak zorunda kaldılar...Neyse ki yükleme işinin sonunda getirdikleri araca sığdı her şey ve Harem evini ardımda bırakıp, yeni mahalleme doğru yola çıktığımda, tuhaf bir biçimde, eski yaşamıma da veda ettiğim hissine kapıldım.
Bu blogu takip edenler bilirler mutlaka: Annemin kaybından sonra, Anadolu yakasında sürdürdüğüm yaşantımı Avrupa yakasına taşımaya karar vermiş ve daha önce hiç yaşamadığım bir bölge olan Nişantaşı'nda ev bakmaya başlamıştım. Uzun süren meşakkatli araştırmalar, arada yaşanan türlü sinir harpleri ve hayal kırıklıklarının ardından, tam da istediğim gibi bir daire buldum. Hayal kırıklıkları ve sinir harpleri derken emlakçılarla yaşananları anlatmaya çalışıyorum. Zira ev arama sırasında pek çok kıymetli bilgi edindim. İşte sıralıyorum:
1- Eğer daire "bahçe katı" olarak geçiyorsa, bilin ki orası girişin altında, pislik içinde bir boşluğa bakan, rutubet kokulu bir dairedir.
2- Eğer daire "bahçe stüdyo" olarak geçiyorsa daha da kötü; çünkü bu sefer aynı pisliğe bakan bir hücreden bahsediliyor demektir. Genellikle bahçe denen yerde iğrenç kediler yuva yapmış oluyorlar ve etraf afedersiniz kedi çişi kokuyor oluyor. Yanlış anlamayın, kedilere karşı özel bir tavrım yok ama bir sürüsü bir arada olunca, cinlerim tepeme çıkıyor.
3- "Bakımlı şirin daire" deniyorsa, bilin ki içine en az 5 milyar para dökmeniz lazım. Üstelik "şirin" kelimesi ne anlama geliyor hala anlayabilmiş değilim. Haa tecrübelerime dayanarak, "küçücük" anlamına geldiğini çözdüm sayılır...
4- "Teşvikiye Camii'ne yakın" deniyorsa, bilin ki, Beşiktaş Evlendirme Dairesi'ne daha yakın...
5- "Merkezi konumda" lafını hala tam çözemedim zira beni her götürdüleri ev, emlakçılar için hep "merkezi" idi... Nereye göre merkezi???
6- "Aile Apartmanı" deniyorsa, bilin ki, apartmandan içeri girdiğiniz anda, pişirilen yemeklerin kavrulmakta olan soğanlarının kokuları üzerinize bulut gibi yapışacak demektir. Hayatta en nefret ettiğim şeydir...
7- "Bakımlı çatı katı" genellikle tuhaf bir çatı altı boşluğu ihtiva eden, küçük bir daire demektir. O boşluktan ne oda olur, ne başka bir şey. Ama sordular mı, çatı katı...Hele bir de o boşluğa dairenin içinden merdivenle çıkılıyorsa, al sana çatı dubleksi!!! Haa, tabii bu arada asansör falan YOK!!!
8- "Kupon Daire"? Çözemedim...İleride inşallah...
9- "Kelepir" ? Hiç girmeyelim o trafiğe...Ne köy olur, ne kasaba!!!
10- "Sahibinden" diye aradığım 10 ilanın 9'u emlakçı çıktı. Aman dikkat!!!
11- Eğer daireyi anlatırken sadece"Masrafsız" diyorlarsa, yeri kesin kötüdür. Daire de pek sevimli değildir...
Bunlar ilk olarak aklıma gelen şeyler. Aslında liste uzar gider ama sizler de tahmin edebilirsiniz az çok...
Nihayet, aradığımı buldum ve sonunda taşındım. Tek sorunum, doğalgaz bağlantıları için yapılmış olan bir hata...Dolayısıyla evim buz gibi ve orada kalamıyorum henüz. Ama her gün gidip eşyalarımı karıştırıyorum. Hala bir sürü şey atıyorum. Yeni hayata temiz temiz başlayayım istiyorum.
Nişantaşı keyifli bir yaşam yerine benziyor. Sanırım burada iyi vakit geçireceğim. "Harem Notları" yazıyordum eskiden, şimdi de "Nişantaşı Notları" yazarım artık:))
Şans dileyin!!!
2 yorum:
Bol şans :)
Yeni mekanin sana herseyin bollugunu getirsin. Getirdiklerinin icinde huzur ve sevgi en cok yer kaplayan sey olsun. Sevgiler Ozlem
Yorum Gönder