Geçen hafta Idefix'ten kitap ısmarladım, başladım beklemeye...Üç gün geçti, beklenen koli geldi. Nasıl bir sevinç, bir heyecan anlatamam...
Önce bir fincan kahve hazırladım kendime. Fona viyola da gamba CD'lerimden birini koydum. Hille Perl, Telemann... Aldım makası elime ve özenle koli bantını hafifçe deldim ek yerinden. Bir yudum kahve aldım...Makasın sivri ucuyla deliği büyüttüm, kestim. Yavaş yavaş tadını çıkara çıkara, bantları sıyırdım. Bir yudum daha aldım kahvemden...Ardından kolinin kapağını çektim dışarıya. Bir hışırtı geldi içeriden, anladım ki kitaplarım baloncuklu kağıda sarmalanmışlar iyice. Kolinin içine baktım kitapları çıkarmadan önce. Evet, haklıydım, baloncuklu kağıda sarılıydılar... Koliyi hafifçe eğip, sarmalanmış kitap kümesini dışarıya doğru kaydırdım. Kendime doğru...Yavaşça kucağıma süzüldüler. Dizlerimin üzerine inen ağırlık hoşuma gitti. Kitaplarım!!!
Baloncuklu kağıdı açmadan önce, bir yudum daha kahve alıp, yavaşça okşadım kitap kümemi. Sonra makasla, yine hafifçe kestim koli bantını. Baloncuklu kağıdın serbest kalan ucunu nazikçe dışa doğru yönlendirdim, koli bantını sıyırdım ve elimi içeri sokup, kümenin içinden kitaplarımı dışarı çıkarmaya başladım birer birer:
Hah, Enis Batur! Hmmm...Sır, Kütüphane, Sözlük...
Ohh, Roland Barthes! Yas Günlüğü, Nasıl Birlikte Yaşanır...
Charles Munch...Ben Bir Orkestra Şefiyim...
Birer birer okşadım kitaplarımı. Sayfalarını çevirdim, burnumu sokup, kokladım tazecik sayfaları.
Bir yudum daha aldım kahvemden.
Bir gülümseme yayıldı yüzüme ve kalbime...
Ohh dedim kendi kendime... Bütün bir yaşam bu sayfaların içinde saklı duruyor. Bakıp da görmesini bilene... Sırrı aralamak için sayfaları çevirmek yeter!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder