30 yıldır tanıdığım kadın arkadaşlarım var. Meslektaşlarım demekten onur duyduğum, kuvvetli ve karakterli kadınlar bunlar. Çok sık görüşemeyiz belki ama birbirimizin kalbinde özel bir yer kapladığımızı biliriz. Allahtan şimdilerde whatsapp grupları kuruyoruz da, her gün haberleşebiliyoruz. Teknoloji bazen de iyi bir şey olabiliyor. Bizim de bir grubumuz var. Adı: Kadınsal Durumlar.
Şu anda, Bodrum havalimanındayım. Uçağım rötar yapacak o belli oldu. Her yer o kadar kalabalık ki! Bu kalabalıklar bana artık hiç iyi gelmiyor. Ruhum sükunet, dinginlik ve az insan arıyor. Kafamı dağıtmak ve kendi dünyama dalmak için, bilgisayarımı açtım.
Yazının başında, 30 yıllık arkadaşlarımdan bahsetmeye başlamıştım. Oradan devam etmek istiyorum. Bu kadınlar yıllardır ekmeklerini taştan çıkaran, babayiğit kadınlar. Hepsi benim gibi turist rehberi olarak başlamışlar meslek yaşamlarına. Aynı heves ve hazla sürdürüyorlar ama Türkiye'nin içinde bulunduğu zorlu şartlar turizmi öldürdüğü için, hepsi artık pek karamsar, gelecekten umutsuz. Geçen hafta buluştuğumuzda içlerinden biri, en son gezisini Kasım 2015'te yaptığını söyledi. Bir diğeri, iş seçeneklerini çoğaltabilmek için 5 ayda İspanyolca öğrendiğinden bahsetti. Ahh canım arkadaşlarım!
İşte geçen hafta o konuşmaların ertesinde, akşam evimin sakin ortamına döndüğüm zaman, içimden bir şiir çıktı. Tabii bu yazdıklarıma ne kadar şiir denirse artık!!!
Başlığı yok, öylesine geldi, yazdım.
Kadınsal Durumlar Ekibi'ne ithaf ediyorum.
İyi
biliriz her kuruşun değerini
Çok
çalıştık güneşin altında
Sırtımızdan
akan ter, bacaklarımızdan toprağa karışırken
Bir
yudum su ile söndürüp ateşi
Devam
ettik yolumuza
Düşünmedik
deniz kıyısında
Uzanıp
sere serpe, keyf edenleri
Veya
imrenmedik pırıltılı hayatlarına kimsenin,
Onurumuzla
yaşamak ve dik durabilmek için
Hep
çalıştık sıcakta, soğukta, yağmurda, karda.
Iyi
biliriz sessizliğini otel odalarının
Evden
günlerce, saatlerce uzakta
Bayramı,
yılbaşını yalnız kutlamayı
Ve
özlemeyi çoluk çocuğu, eşi dostu.
Mahsun
gün batımları eşlik etti
Bitmeyen
kilometrelerimize
Ve
mevsim dönüp de yapraklar düştüğünde
Döndük
yuvalarımıza, göçmen kuşlar gibi
Uzun
lafın kısası:
Senin
gezmek dediğin güzelim
Bize
ekmektir, aştır
Senin
eğlence dediğin
Bize
hep yalnızlıktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder