Bodrum Haikuları



Bodrum'da bir evimiz var. Küçük bir taş ev. Bir tepenin üzerinde ve çılgın kalabalıktan uzak. Sadece bu dönemde değil, hep uzak. O yüzden kıymetlim işte. O yüzden tam bir sığınak. geçtiğimiz hafta bir dost düğünü için oradaydık. Mevsimin tazeliği henüz geçmemişti ve Nisan'da yağmayan yağmurlar, biz oradayken yağmaya karar vermişlerdi. Çiçekler, kokular ve gökten kopup gelen yüklü damlalar... Hiç dönmesem dedim... Hep kalsam... Yıl boyu kalsam... Ama hayat burada ya, döndük geldik. Geldiğimizden beri de eşimle birbirimize takılıp duruyoruz: Cenneti bırakıp geldik.
İşte bu Bodrum günlerinde bir sabah, hava daha pusunu üzerinden atamamışken, bir fincan kahve eşliğinde çıktı bu haikular. Okuyana can olsun, nefes olsun. Okuyan sağ olsun!


-I-
Gri gökyüzü
Ve esen deli rüzgar
Yağmur geliyor.

-II-
Güne aldanma!
Rüzgarın kollarında 
Yağmur geliyor.

-III-
Kuzeyden kopup
Tepeye çöreklendi
Koca bir bulut

-IV-
Bir yağmur indi
Taşların arasında
Nehirler doğdu

-V-
Narin çiçeği
Mor salkıma benziyor
Jakarandanın

-VI-
Neler anlatır
Ağustos böceğinin
İçli şarkısı?

Ve bunlardan sonra bir de bu aşağıdaki ufaklar çıktı bir yerlerden... Okuduğum kitabın etkisinden midir bilmiyorum ama kadınlık halleri ve ilişkiler üzerine çok düşündüm. Ne mi okuyordum? Çöl Kraliçesi'ni okuyordum. Aslında önce sinemada izledim başrolünü Nicole Kidman'ın oynadığı filmi. Eve döndüğümde nicedir kitaplığımızda duran kitabı okumaya karar verdim. Etkilendim: Bir kadın olarak ve Gertrude Bell'in zor zamanlarını benzer yaşlarda geçirmiş bir kadın olarak etkilendim. Sanırım bu duygularla çıktı bu üç haiku:

-VII-
Dönse de olur
Bir kez gittiyse eğer
Hiç dönmese de

-VIII-
Sen yoksan eğer
Dilim lâl, gözüm âmâ
Ruhum çaresiz

-IX-
Gitmek çok kolay
Kesip atmak da öyle
Maharet, kalmak...

Hiç yorum yok:

Tecritte 3. Hafta... Her şey normalmiş gibi yaşamaya çalışmak...

Günler birbirini hızla takip ederken, bir de fark ettim ki, tecritteki 3. haftamızı doldurmuşuz geçen Perşembe. Bugün Cumartesi... Sa...